Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 77’nci Genel Kurulu konuşmasından notlar

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘İç İçe Geçmiş Sınamalara Dönüştürücü Çözümler için Dönüm Noktası’’ teması ile toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 77’nci toplantısında başta Türkiye olmak üzere bölgesel ve küresel pek çok hususa değinmiştir.

 Dünya’da tehditlerin her geçen gün artarak derinleştiği, küresel stratejik sistemik rekabetin arttığı bir dönemde oldukça önemli açıklamalar yapmıştır.

 Bu önemli açıklamalar ise burada belirli konu başlıkları etrafında ifade edilmiştir. Bunlar;

  • Yunanistan’ın düzensiz göçmenlere uyguladığı insanlık dışı geri itmelerin yanı sıra Müslüman Türk azınlığa karşı ayrımcı ve baskıcı politikaları dile getirilmiştir.
  • Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan süreçte, Türkiye’nin kalıcı barış ve istikrarın temini için yürüttüğü adımları dile getirilmiştir.
  • Müslüman Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerinin, Çin’in toprak bütünlüğünü esas alarak korunması gerektiği vurgulanmıştır.
  • Irak’ta yaşanan istikrarsız ortamdan bahsederken aynı zamanda Afganistan’ın yeniden şekillenme sürecine de vurgu yapmıştır. Pakistan’da yaşanan sel felaketinin olumsuz sonuçlarının bir an önce giderilmesi için destek çağrısında bulunmuştur. Ayrıca Keşmir’de adil ve kalıcı barış ve huzura bir an önce ulaşılması gerektiği dile getirilmiştir.
  • Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının tescili Ada’daki çözümün anahtarı olduğu ifade edilmiştir. Uluslararası toplumu, BM prensipleriyle çelişir şeklinde ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışan Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermeye ve bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanımaya davet edilmiştir.
  • Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki haklarını sonuna kadar savunacağını ifade ederken bölgede gerginlik oluşturacak herhangi bir durumun içerisinde bulunmak istemediği dile getirilmiştir.
  • Mülteci krizi, kendilerine daha iyi bir gelecek aramak için yola çıkan masumların botlarını batırıp onları ölüme terk etmekle, sınırlara duvarlar örmekle, insanları toplama kamplarına doldurmakla çözülemeyeceğini bu krizin insani gayretlerle çözülebileceğini ifade edilmiştir.
  • Suriye’de güvenli bölgede Türkiye’nin yaptığı ve yapacağı binlerce konut projesine değinilmiş ve bu noktada uluslararası toplumun gerekli çabayı göstermesini, dayanışma sergilemesini beklediğini ifade etmiştir.
  • Filistin- İsrail ihtilafında iki devletli çözüme güçlü destek verdiğini ve bölgedeki sorunun adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulabilmesi için başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin Devleti’nin kurulması gerektiğini dile getirmiştir.
  • Irkçı, ayrımcı, yabancı ve İslam düşmanı tutumlarda yaşanan artıştan ötürü derin endişe duyduğunu ve uluslararası toplumun İslam düşmanlığıyla mücadeledeki kararlılığının fiiliyata da yansıması gerektiğini ifade etmiştir.
  • Rohinga Müslümanlarının anavatanlarına güvenli, gönüllü, onurlu ve kalıcı şekilde geri dönüşleri için desteğinin sürdüğünü ifade etmiştir.
  • Son günlerde yeniden alevlenen savaşın, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı temelinde sonlandırılmasına yönelik gayret göstereceğini ifade etmiş ve bu kapsamda uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri Türkiye’nin kalıcı barışın tesisi çabalarına samimi destek vermeye çağırmıştır. Aynı zamanda Ukrayna tahılının İstanbul Mutabakatı ile dünyaya ulaşması, hayati önem arz eden meselelerde müzakerelerin sonuç verdiğini ispatlamıştır. Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkanı verecek makul, adil, uygulanabilir bir diplomatik çözümün bulunması gerektiği dile getirilmiştir.
  • Terör örgütleriyle mücadelesini yıllardır devam ettiren Türkiye’nin müttefiklerinden ve dostlarından samimi bir işbirliği ve dayanışma beklentisi vardır. Türkiye’nin güvenlik güçlerine, sivillere terör saldırıları gerçekleştiren, Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK ve türevlerine karşı Türkiye’nin kayıtsız kalmasının beklenemez olduğunu ifade etmiştir. Terör örgütleri ve zalim rejimler yerine ülkemizle iş birliği yapacak herkesle çalışmaya hazır olduğunu söylerken terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışanları da bir an önce hatalarından dönmeye davet etmiştir.

Küresel sistemde Birleşmiş Milletler’in kapsayıcı vasfına yakışan, daha adil bir dünya düzeni için çözümler üretebilen bir teşkilat olarak yeniden yapılandırılmaya ihtiyaç duyulduğunu dile getirmiştir.

Bir kez daha ‘‘Dünya beşten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür’’ ifadesi vurgulamıştır.

Halis Aküzüm

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

                                                                                


Yorum bırakın